FERi

CUMHURİYET ÖZGÜRLÜK YOLUDUR Cumhuriyet'in özellikle biz kadınlar da ki yeri gerçekten çok önemli. Cumhuriyetten önce kadına bu kadar sosyal hak ve özgürlük verilmemişti. Kadınlar baskıcı bir toplumda yetişmiş, bilgili olmaları ve öğrenim görmeleri engellenmişti. Aslında haklıydılar. Eğer bir toplumda kadın bilgili ve eğitimli olursa etrafına da öğretecek ve nesilden nesile aktarmasını sağlayacaktı. Bilgili bir toplumu kimse istemez. Kendi dediklerini yaptırma konusunda yetersiz kalacaklardı. Bu yüzdendir ki kadınların bilgili olmasına asla müsaade edilemezdi. Ama Atatürk bunun böyle olmadığını, kadının önemli bir yere sahip olduğunu her zaman dile getirmişti. Cumhuriyet ile biz kadınların önünü açmış, her türlü hakka sahip olmamız gerektiğini savunmuştur. Cumhuriyetten önce kadınlarımız adeta bir köle olarak hayatlarına devam etmekte ve bazı baskıcı kurallar çerçevesinde yaşamlarını idame ettirmekteydiler. Kadınlar hiçbir hakka sahip değillerdi. Fakat Kurtuluş Savaşı esnasın...

Turgut Özakman'ın Romantika adlı kitabını keyifle okuduğumu söylemek isterim. Çok güzel bir dille yazılmış sıkılmadan keyifle okuyabileceğiniz masum aşk hikayesi aslında. 1960 hareketine tepki olarak  işinden istifa eden bir öğretim üyesinin yaşadığı zorluklar ve  masum ama aynı zaman da imkansız bir aşk. Ama yaşadığı olumsuzluklar da bu aşka sığınıp onunla teselli bulan, sadece telefon ve sonra mektupla o ışığı yıllarca sürdürmeye çalışıp mutlu olan bir adam. Bu yaşadıklarını şifreli olarak bir günlük tutup kızına ölünce bulmasını ve şifreyi çözmesini istiyor. Defter bulununca şifreyi çözmek için uğraşlar sonucunda ortaya çıkan hikayeyi bir solukta okumak isteyip, elinizden düşürmeyeceğinize eminim....

Leyla Bilginel'in Sendeki Ben adlı kitabı güzel ama bana göre basit bir dille yazılmış. Kitabında ne kadar zorluklar yaşadığını, çocukluktan başlayan acılar, hayatlarını mahveden bir baba ve onlara kol kanat geren bir anne. Ve bir gün hastane odasında şuursuz bir halde yatarken karanlıklar arasında ve unuttuğu içindeki çocukla baş başa kalıyor . Ve çocuk başlıyor bir hikaye anlatmaya. Hikaye de ki kahraman ne kadar zorluk yaşasada asla pes etmeyip aklıyla,sakinliği ile zorlukların üstesinden gelen bir kız çocuğu. Bu kadar zorluklar arasında başarılı bir iş kadını olup, umutsuz anlarda bile her zaman bir çıkış kapısı olabileceğini görüyoruz....

Eddi Anter'in yeni kitabı Vakitsiz kaybedenler akıcı bir dille yazılmış. Herkesin içinde sürekli kendimize sormuş olduğumuz sorularla karıştırıyor kafamızı.Bazı bölümlerde dine ağırlık verse de herkesin inancına saygılı olunması gerektiğini bir kere daha vurguluyor. Bazen hepimizin sorduğu sorulara cevap buluyor bazen de düşündürüyor. Yaşı ilerlemiş bir insanın hayatı sorgulaması, bakış açışı ve belki de geçte olsa kendini bulması ve bulduğu anda en sevdiği eşini  kaybetmesi. Belki de bizim için de öyle ama geç olmadan,zamanı daha fazla yitirmeden kendimizi, hayatımızı,yaşadıklarımızı sorgulamak. Sevdiklerimize zaman ayırmak, hatalarımız,anlarımız, kendimizi nasıl gördüğümüz yada onların bizi nasıl gördüğü. Belki de kitabı okuduktan sonra kendinize sorular sorarken yada  sorduğumuz sorulara cevap bulurken bulabiliriz vakitsiz kaybetmeden... Sadece okuyun...