TIPKI HAYAT GİBİ
Bazen yalnız yürüyüşe çıkıyorum. Bir yere oturup, bir de kahve söylüyorum ve sadece izliyorum. Yoldan geçen insanları, birbirlerinin sohbetine eşlik edenleri , gülüp kahvesini yudumlayanları, sadece bakışıp mutlu olanları. Sonra düşünüyorum herkesin hayallerini, umutlarını, korkularını,sevinçlerini ve gözyaşlarını....
Kim bilir kaç kez aşık oldular,kaç kez ayrılık yaşayıp yatağa düştüler,gerçekten kahkaha attılar mı yoksa sadece güler gibi mi yaptılar. Ne kadar çok üzüldüler yada ne kadar çok mutlu oldular.Kim bilir ne acılara göğüs gerdiler,kendi içinde yaşayıp söyleyemediler belkide..
Kiminin yüzündeki çizgiler dikkatimi çekiyor.Yılların birikimleri ve yaşanmışlıkları. Belki pişman, belki yine olsa yine yaparım edasıyla konuşuyorlar. Her çizginin anlamı farklı, mutluluk ve üzüntüler saklı ama en görünür yerde..
Zamanı geri alamamanın izleri o çizgiler. Daha da dikkatli bakarsan neler anlatacaklar neler. Sessizce konuşuyorlar belki birileri dinler diye. Dinlememeye o kadar odaklanmışız ki sadece konuşuyoruz durmadan...
Hele o çocuklar, o masum yüzleriyle hazırım hayat der gibi meydan okuyorlar zamana. Sonra oyunlarına gözlerim takılıyor. Ne kadar saf ve doğal. Büyüdükçe neden kayboluyor diye sorarken buluyorum kendimi. İçlerinde kötülük ve bencillik olmadan paylaşıp, gülüşlerine hayran hayran bakıyorum dudaklarım da bir tebessümle. Doğal halleriyle büyüleniyorum...
Başımı kaldırıyorum birden. Bir kedi ile göz göze geliyorum. Sadece sevgi istiyorum der gibi mırıldanıyor. Elimi uzatıyorum kendisi bitiyor yanımda ve bir şarkı söylüyor mutluluktan. Hepimizin istediği değil mi sevgi.
Sevilince biz de şarkılar söylüyoruz hiç farkımız yok seninle diyorum.
O kadar dalmışım ki, kahvemin bittiğini boş fincana elimi attığımda anlıyorum.
Tıpkı hayat gibi...
Kim bilir kaç kez aşık oldular,kaç kez ayrılık yaşayıp yatağa düştüler,gerçekten kahkaha attılar mı yoksa sadece güler gibi mi yaptılar. Ne kadar çok üzüldüler yada ne kadar çok mutlu oldular.Kim bilir ne acılara göğüs gerdiler,kendi içinde yaşayıp söyleyemediler belkide..
Kiminin yüzündeki çizgiler dikkatimi çekiyor.Yılların birikimleri ve yaşanmışlıkları. Belki pişman, belki yine olsa yine yaparım edasıyla konuşuyorlar. Her çizginin anlamı farklı, mutluluk ve üzüntüler saklı ama en görünür yerde..
Zamanı geri alamamanın izleri o çizgiler. Daha da dikkatli bakarsan neler anlatacaklar neler. Sessizce konuşuyorlar belki birileri dinler diye. Dinlememeye o kadar odaklanmışız ki sadece konuşuyoruz durmadan...
Hele o çocuklar, o masum yüzleriyle hazırım hayat der gibi meydan okuyorlar zamana. Sonra oyunlarına gözlerim takılıyor. Ne kadar saf ve doğal. Büyüdükçe neden kayboluyor diye sorarken buluyorum kendimi. İçlerinde kötülük ve bencillik olmadan paylaşıp, gülüşlerine hayran hayran bakıyorum dudaklarım da bir tebessümle. Doğal halleriyle büyüleniyorum...
Başımı kaldırıyorum birden. Bir kedi ile göz göze geliyorum. Sadece sevgi istiyorum der gibi mırıldanıyor. Elimi uzatıyorum kendisi bitiyor yanımda ve bir şarkı söylüyor mutluluktan. Hepimizin istediği değil mi sevgi.
Sevilince biz de şarkılar söylüyoruz hiç farkımız yok seninle diyorum.
O kadar dalmışım ki, kahvemin bittiğini boş fincana elimi attığımda anlıyorum.
Tıpkı hayat gibi...
Yorumlar
Yorum Gönder