SESSİZLİK








Ne kadar çok incindiğimizi düşünüyorum. Dile getirmeyip, konuşmadan susuyoruz. Söylemek istediğimiz ama söyleyemediğimiz ne kadar çok şey varsa.
Unutuyoruz herkesin algısının, doğrusunun ve yanlışının farklı olduğunu.O anki ruh halini yada o an neler yaşadığını.Bencilleşiyoruz yavaş yavaş. Umursamıyoruz hiçbir şeyi  ve benlik dalgasında savruluyoruz oradan oraya.
Konuşmadan susuyoruz ve küsüyoruz. Bir kıvılcım lazım incinmişlikleri dile getirmek için. Bunu yapamayıp, karşıdan beklediğimiz için görüşmüyoruz ve kaybolan zaman kalıyor geriye. Yaşanacakken yaşanmamışlıklar....
 Sonra pişmanlık hüküm sürüyor ama hala susuyoruz.
Bazen tamamen kapatıyoruz kapıları aralık kalması gerekirken bile. Kapalı olduğu için çalmaya cesaret edemeyip, bekleyip gidiliyor ve tekrar suskunluğa gömülüyoruz . Herkes birbirinden bekliyor konuşmak için.Belki de onu suçluyor  sebep bile söylemeden.
 Sadece,susuyoruz.
En kötüsü yolda karşılaşıp,sadece gözlerimizle konuş benimle diyoruz.Ama gözlerde sessizleşiyor ve yine susuyoruz.
Zaman ilerliyor ve düşünüyoruz kaybettiğimiz zamanı.Belki de olgunlaşıp,büyüyoruz.
Yalnızlık hüküm sürmeye başladığında güzel anılar geliyor birer birer film karesi gibi aklımıza. Derin bir ah çekip dökülüyor gözlerden bir kaç damla pişmanlık.
Ama sonrası?
Sonrası yine sessizlik...........


Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

KÖRLÜK

SAKIN HATA YAPMA / JANE CASEY